Yeni araştırmaya göre, bağırsak mikrobiyotası, kadın cinsiyet hormonlarının kaybıyla birlikte kilo alımı, karaciğerde yağ birikimi ve iltihapla ilişkili genlerin ifadesini kötüleştirerek metabolik hastalıkları, obezite ve Tip 2 diyabet gibi, ağırlıklı olarak menopoz sonrası kadınlarda görülen hastalıkları artırıyor.
Gut Microbes dergisinde yayımlanan bulgular, yumurtalık üretimi azaldığında menopoz sonrası kadınların obezite ve Tip 2 diyabet gibi metabolik hastalıklara önemli ölçüde daha fazla risk altında olmasının nedenlerini aydınlatabilir.
Araştırmanın başyazarı olan Tzu-Wen L. Cross, “Bağırsak mikrobiyotasının cinsiyet hormonlarındaki değişikliklere duyarlı olduğunu ve hastalık gelişimi riskini daha da etkileyebileceğini” söyledi. Cross, 2005 yılı civarında başlayan erken mikrobiyota araştırmalarının, obezite gelişimine mikrobiyotanın nasıl katkıda bulunduğuna odaklandığını, ancak bu çalışmaların çoğunun erkekler üzerinde yoğunlaştığını belirtti.
Araştırmacılar, diyetle indüklenen obeziteyi dişi farelerde oluşturdu ve diğer yarısının yumurtalıklarını çıkartarak kadın cinsiyet hormonlarının kaybını taklit etti. Ardından, her iki grup fare için diyetler aynıydı, ancak yüksek yağlı ve düşük yağlı gruplarda kalori oranı farklıydı.
Araştırmanın ikinci aşamasında, yumurtalıkları olan ve olmayan farelerden dışkı örnekleri alınarak, bağırsak, karaciğer ve yağ dokusundaki kilo alımı, metabolik ve iltihaplanma aktivitesi üzerindeki etkileri incelemek için mikropsuz farelere yerleştirildi.
Araştırmacılar, yumurtalıkları olmayan farelerin bağırsak mikrobiyotasının mikrop almayan farelere yerleştirildiğinde daha fazla kilo ve yağ kütlesi kazandığını, karaciğerde, obezite, Tip 2 diyabet, yağlı karaciğer hastalığı ve damar sertliği ile ilişkili olan genlerin daha yüksek ifadesine sahip olduğunu belirtti.
Araştırmacılar ayrıca, yumurtalıkları olmayan ve yüksek yağlı diyet alan farelerin karaciğer ve kolonda hücre zarlarının geçirgenliğini etkileyen sıkı bağlantı proteinlerinin düşük seviyelerine sahip olduğunu belirledi. Bu durum, bağırsak bariyerlerinin ya diyetleri ya da kadın hormonlarının eksikliği nedeniyle daha geçirgen olduğunu göstermektedir.
Araştırmanın yazarlarından biri olan Kelly S. Swanson, “Bu çalışmada, bağırsak mikrobiyotasının yumurtalık hormonlarının kaybına nasıl tepki verdiğinin ve metabolik bozukluğu nasıl kötüleştirdiğinin ilk kez gösterildiğini” söyledi.
Araştırma, Ulusal Sağlık Enstitüleri ve Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü tarafından desteklendi.